H

H, 26 yaşında, kararsızlık, obsesif düşünceler, ev içi seslere aşırı odaklanma, ailesiyle birlikte yemek yiyememe, karamsarlık, heveslenme eksikliği, eskiden zevk aldığı şeylerden zevk alamama, sosyal kaygı, sosyal ortamlarda aşırı terleme gibi depresyon, anksiyete, mizofoni ve obsesif nevrozun karışık semptomlarıyla kliniğe başvurmuştur. Devlet memuru olarak 2 yıldır çalışmakta olan H, üniversite mezunudur ve ailesi ile yaşamaktadır.

Şikayet:

Çok çatışmalı, fiziksel ve duygusal şiddetin tanıklığıyla geçen çocukluğundan sonra ergenlik döneminde sosyal girişimlerde bulunurken çok zorlanmaya başlayan H, kendine güvenini kaybetmiştir.

Aile atmosferi olarak sürekli aşağılanma ve dışlanma yaşayarak geçen ergenliği boyunca yalnız hissetmiştir. Annesi ağır depresif ve sürekli yakınmaları olan bir kişiyken babasının paranoid bozukluğu için yıllarca tedavi gördüğünü belirtmiştir.

Tüm kardeşlerin bir an önce kurtulmak istediği aile atmosferi, kız kardeşleri evlilik ve üniversite eğitimi nedeniyle evden ayrıldığında onun için daha çekilmez bir hal almıştır. Mizofinik şikayetleri özellikle akşamları, kendisini her an her şey için suçlayıp hakaret edebilecek babasıyla yediği yemeklerde hat safhaya çıkmaktadır. Akşam yemeklerinde edilen kavgalar, babasının yemek yerken çıkardığı sesler kendisini odasına kapatmasına sebep olmaktadır. Tüm geceyi gergin ve obsesif düşüncelerle geçiren H uyku sorunu yaşamakta ve asla rahatlamış hissedememektedir. Ertesi güne de bu şekilde uyanan H, iş yerinde ofiste klavye seslerine, yemekhanedeki çiğneme seslerine tahammülde zorluk yaşamakta ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ortak yemek alanından çıkmaya çalışmaktadır. Yeterince iyi beslenemediğinde kendini daha güçsüz ve zayıf hisseden H, mide bulantıları, baş dönmesi gibi şikayetleri yaşamakta tüm bunlar da kendine olan saygısı kaybetmesine sebep olmaktadır.

Semptomların ne zaman başladığı, hangi şartlarda tetiklendiği, ne kadar sürdüğü, onu nasıl etkilediği, nasıl yatıştığı

Daha önceki tedavi girişimleri:

18 yaşına kadar sıkıntıları için herhangi bir destek almayan H, sonraki psikiyatri başvurularında antidepresan tedavisi görmüştür. Yaklaşık 3 yıl süren bu tedavinin gereklerine çok fazla uymadığı yani ilaçlarını düzenli kullanmadığı ve ailesinden de destek görmediği için yeterince fayda sağlayamamıştır. 26 yaşında başladığı psikolojik destek sürecinde ise BDT ile fayda görmüş, duyarlı olduğu sesler konusunda zihnini eğitmiş, bilişsel çarpıtmalarının farkına varmıştır.

H, sosyal kaygıları ile altında yatan olumsuz benlik inançları arasındaki bağlantıları fark ettikçe bedenini de kontrol altına almayı öğrenmiştir. Sesler konusundaki rahatsızlıklarını ise mevcut durum yaşanırken kaygısını kontrol altına alacak nefes çalışmaları, çaresizlik ve öfke duygularını yatıştıracak bilişsel eğitimle aşmıştır.